Dinî inançlar arasında sıkça gündeme gelen şefaat ve aracılık konusu, Kur’an’da çok net ve açık bir şekilde ele alınmıştır. Allah, izni olmadan kimsenin kimseye fayda sağlayamayacağını ve cehennem azabından kimseyi kurtaramayacağını vurgular.
Bilim insanlarının açıklamalarına göre, dünyanın oluşumu yaklaşık 13,9 milyar yıl önce Big Bang adı verilen büyük bir patlamayla başladı. Bu süreçte kainatta canlı ve cansız, insan dışında kalan bütün varlıklar yaratıldı. İşte biz bu varlıklara “melek” diyoruz. Böylece Âdemoğlunun yaşayabileceği bir ortam hazırlandı. Yaklaşık 386 bin yıl sonra ise Âdem ve eşleri yaratıldı. Bu yaratılışla kainattaki bütün varlıklar Âdem’in emrine sunuldu (Bakara 45/13).
Kur’an’a göre salat nedir? Yaslanmak, destek olmak, desteklemek… Salat cümlede tek başına gelmişse “namaz” çevirisi yapılmamalıdır. Bunlar “kulluk yapmak”, “ibadet etmek”, “birinden yana olmak” anlamında değerlendirilmelidir. Salli, yusalli, musalli gibi kelimeler Kur’an’da çokça geçer. Bu kelimeler müstakil, tek başına kullanılmışlarsa onlara özel olarak “namaz” anlamı verilmemelidir.
Kardeşim, düşünelim: Allah’ın kelamını anlatmak, insanları hakka çağırmak, bir ticaret mi, yoksa samimi bir görev mi olmalı? Bugün öyle bir noktaya geldik ki, kimi “din anlatıyor” adı altında tarife listesi çıkarıyor. Konferans, sohbet, vaaz… Hepsi etiketli. Ama Kur’an’a bakalım, Rabbimiz bize ne söylüyor?
Gel, bugün Kur’an merkezli bir meseleye birlikte bakalım: Resul’e itaat ne demek, “gayri metluv vahiy” diye bir şey var mı, gerçekten Allah’ın dini sadece Kur’an’dan mı öğrenilir?
Arkadaşlar, bugün birlikte biraz daha derin düşünelim. Hak nedir diye sorsam, ne dersin? Hak, bir amacı ve doğruluğu olan bilgidir. Tesadüfi, keyfi ya da geçici değildir. Allah’ın sözü olan Kur’an da işte böyle bir hak ile indirilmiştir.