İslâm dini, inanç ve ibadetlerin derin bir anlam taşıdığı bir dindir. Müslümanlar, ibadetlerini yerine getirirken yalnızca fiziksel eylemlerle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda bu eylemlerin anlamını ve içeriğini de kavramalıdır. Bu bağlamda, yabancı bir dilden ezberlenen duaların, ayetlerin veya ibadetlerin, anlamını bilmeden tekrar edilmesi, İslâm’ın özüne ne kadar uygun bir uygulamadır?
Kur’an-ı Kerim’de, Allah, insanlara akıl ve anlayış vermiştir. Bu bağlamda, “Aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Bakara, 44) ayeti, Müslümanların ibadetlerinde anlamı ve bilinci önemsemeleri gerektiğini vurgular. İbadetlerin, yalnızca birer ritüel olmaktan öte, kalpten gelen bir bağlılık ve anlayışla yapılması gerekir.
İbadetlerin sadece şekilsel olarak değil, aynı zamanda ruhsal bir derinlikle de gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir Müslümanın, yabancı bir dilden ezberlediği duaları veya ayetleri, anlamını bilmeden tekrar etmesi, Kur’an’ın ruhuna aykırıdır.
İslâm dininde ibadet, sadece fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda bir bilinç ve anlayış meselesidir. Bu nedenle, Müslümanların, ibadetlerini yerine getirirken, okudukları veya söyledikleri kelimelerin anlamını öğrenmeleri ve bu anlamla ibadetlerini gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bu yaklaşım, İslâm’ın özünü daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
İslâm dininde, ne dediğini bilmeden, yabancı bir dilden ezberlediklerini papağan gibi tekrar ederek yapılan bir ibadet, hem anlam derinliğinden yoksun kalır hem de dinin özüne uygun bir uygulama olarak değerlendirilemez. Müslümanlar, ibadetlerinde anlamı ve bilinci ön planda tutarak, gerçek bir bağlılık ve teslimiyet içinde olmalıdırlar.
Selam ve dua ile…
aydinorhon.com