16 Ekim 2025

Kur’an Yeter Demek, Nebi’yi Dışlamak mı?

ile aydinorhon

Kardeşim, bazen “Kur’an yeter” diyenlere hemen şu suçlama yöneltiliyor: “Siz Nebi Muhammed’i devre dışı bırakıyorsunuz!” Oysa mesele tam tersidir. Asıl soru şu olmalı: Kur’an’da Nebi yok mu? Elbette var hem de hayatının her yönüyle! O hâlde “Kur’an yeter” demek, Nebi’yi yok saymak değil; onu Kur’an’dan tanımak, Kur’an’la anlamaktır. Çünkü Nebi ile Kur’an birbirini tamamlayan iki aynadır; biri olmadan diğeri tam olarak kavranamaz.

Bizim reddettiğimiz şey, Allah’ın vahiy ile görevlendirdiği Nebi değil kardeşim. Bizim karşı çıktığımız; görevini tamamlamış bir figür gibi kenara itilmiş veya insanüstü vasıflarla donatılıp Allah’a ortak edilme noktasına getirilen uydurma Nebi tasavvurlarıdır. Biz, Kur’an’daki Nebi’ye iman ederiz. Onu ne ilahlaştırırız, ne de sıradanlaştırırız. “Kur’an yeter” derken, onun yalnızca Allah’tan aldığı vahye uyduğunu ve bize de bunu öğütlediğini hatırlatırız.

Nebi’yi tanımak için rivayetlere değil, Allah’ın kendi kelamına yöneliriz. Çünkü Kur’an, Nebi’yi bizzat kendi sözleriyle tanıtır:
• “Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum.” (Sad 86)
• “Ben sadece bana vahyedilene uyarım.” (A’râf 203)
• “Ben sadece uyaran bir elçiyim.” (Enbiya 45)
• “Ben yalnızca Allah’a dua ederim.” (Cin 20)
• “Ben dine hiçbir şey katmam.” (Zümer 14)
• “Hüküm yalnızca Allah’ındır.” (En’am 114)
• “Kur’an’la büyük bir mücadele veririm.” (Furkan 52)
• “Bana değil, Allah’a kul olun.” (Ali İmran 79)
• “Ben yalnızca Allah’a çağırırım.” (Yusuf 108)

İşte kardeşim, Nebi’nin yolu budur. Bizim görevimiz de bu çizgiyi izlemektir. Kur’an’a uyduğu sürece Nebi’ye uyarız; çünkü onun örnekliği, Kur’an’daki duruşudur. Onu Kur’an’dan öğreniriz, Kur’an’la tanırız.

Zamanla ne oldu peki? Nebi’nin kişisel tercihleri örneğin sarık, sakal, cübbe gibi dinin parçası hâline getirildi. Oysa bunlar bireysel tercihlerdir. Kur’an hiçbir kıyafeti, sakalı, yeme biçimini ya da konuşma tarzını “sünnet” olarak tanımlamaz. Gerçek sünnet, vahyin hayata geçirilmiş hâlidir. Kur’an’da karşılığı olmayan hiçbir davranış “sünnet” diye sunulamaz.

Gerçek örneklik, vahye dayalı ahlaktır kardeşim. Nebi’yi örnek almak; onun kız çocuklarını diri diri toprağa gömen bir topluma karşı dik duruşunu örnek almaktır. Kadını bir meta değil, insan olarak gören anlayışını; yetime, yoksula sahip çıkışını; haksızlığa karşı adalet mücadelesini örnek almaktır. Onun sakalıyla değil, Allah’tan başkasına boyun eğmeyen tavrıyla örnek alınır.

Nebi’nin öğrettiği din, sadece Kur’an’dır. O dini rivayetlerden değil, doğrudan Allah’ın vahyinden öğrenmiştir. Onun öğretisinde ne aracı vardır, ne de kendi hükmü. O sadece şunu söyler:
• “Hüküm koyma yetkisi yalnızca Allah’a aittir.”
• “Dinde yenilik yoktur; vahiy ne diyorsa odur.”
• “Kur’an dışında hiçbir kaynak dinin ölçüsü değildir.”

Sonuç olarak kardeşim; “Kur’an yeter” demek, Nebi Muhammed’i yadsımak değil, onu en doğru yerden Kur’an’dan tanımaktır. Onun gerçek rehberliği, rivayetlerin karanlık sayfalarında değil, Allah’ın apaçık ayetlerinde parlıyor. Bizim elçimiz, Kur’an’ın içinde yaşayan elçidir; onun yolu da rehberliği de sadece oradadır.

Selam ve esenlik seninle olsun.
aydinorhon.com