taşımak, her Müslümanın öz görevidir. Dinimizi Kur’an’dan öğrenmek ve öğrendiklerimizi topluma iletmek, bireysel bir sorumluluktur.
Allah uğrunda, hakkıyla cihad edin (fedakarlık yapın)! O, sizi seçti; dinde üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim’in milletinde (dininde de bu böyleydi). Elçi’nin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur’an’da) size “Müslümanlar.” adını vermiştir.
İnsanlık tarihi, insanların hayatları boyunca yönlendirdiği pek çok temel öğüt ve uyarı, dinin ve Kur’an’nın merkezinde yer alır. Bu bağlamda, Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetler, insanları doğru yolda yürümeye teşvik ederken, dikkat edilmesi gereken hususları da vurgulamaktadır.
Kur’an-ı Kerim, insanlara yol gösteren ve gerçekleri açıklayan ilahi bir rehberdir. Bu bağlamda, hak yalnızca Allah’tan gelmektedir. “Hüküm yalnız Allah’ındır ve hakikati sadece Allah söyler.” (Enam 57; Ahzab 4).
Kur’an-ı Kerim, Müslümanlar için anı ve ebedi hayatlarını yaşamlarını iyi bir şekilde sürdürebilmeleri için rehberlik eden bir kaynaktır. Ancak, günümüzde birçok insan bu kutsal metni terk etmiş gibi görünmektedir. Bu makalede, Kur’an’ın sunduğu öğretilere rağmen neden terk edildiğine dair bazı düşünceler sunulacaktır. Kur’an-ı Kerim, “Hüküm koyucu, yalnız Yüce Allah’tır.” (12:40) ifadesiyle, tüm hükümlerin ve yasaların kaynağının Allah olduğunu vurgular. Bu gerçek, insanlara doğru yolu gösteren […]
Kur’an’a göre elçilerin görevi yalnızca tebliğ’dir. Bu, elçilerin belirli bir misyonu olduğunu ve bu misyonun sınırlarını net bir şekilde belirlediğini gösterir. Elçilerin Kur’an’daki tanımları ve görevleri şu şekilde sıralanabilir: