Kardeşim, yeryüzünde adaletin sağlanması çoğu zaman eksik ve sınırlıdır. İnsanlar mahkemeler kurar, yasalar yapar, cezalar verir; ama sosyal ve ekonomik eşitsizlikler, bireysel çıkarlar ve güç dengeleri nedeniyle her zaman hakkaniyetli sonuçlar elde edilemez. Bu eksiklikler hem bireyleri hem de toplumları etkiler.
Örneğin, dünyada güçlü olan kişiler, haksız kazanç elde edebilir. Fakirler, haklarını aramakta zorlanabilir. Yetimlerin malı zulümle gasp edilebilir. Zalimler korkusuzca insanları ezebilir. Kur’an bu durumu şöyle anlatır:
“Ve onları (yeryüzünde) hiçbir adaletsizlik bırakmayacağız; yaptıkları işleri göstereceğiz. Kim zerre kadar hayır yaparsa onu görecek, kim de zerre kadar şer yaparsa onu görecektir.” (Zilzal 99:7-8)
Burada, dünyada göz ardı edilen iyiliklerin veya cezasız kalan kötülüklerin ahirette tam olarak ortaya çıkacağı belirtiliyor.
- Yetimlerin Hakkı ve Zulmün Telafisi:
Dünyada yetimlerin malı haksızca elinden alınabilir, kimileri zulme uğrayabilir. Allah ise şöyle buyurur:
“Yetimlerin mallarını haksız yere yeme! Onları koru ve iyilikle davran. Çünkü hesap gününde onların haklarını vereceğiz.” (Nisa 4:10)
Ahirette, yetimlerin uğradığı haksızlıklar mutlaka telafi edilecektir. Kim yetimin hakkını gasp etmişse, onun da hesabı sorulacaktır.
- Zalimlerin ve Haksız Kazanç Sahiplerinin Durumu:
Dünyada zalimler, haksız kazanç elde edebilir, fakirleri ezebilir. Ama Kur’an hatırlatır:
“Zalimler zulümlerinin karşılığını alacak ve onları Allah’ın adalet terazisiyle tartacağız.” (Hud 11:111)
Ahirette hiçbir zalim yaptığının cezasından kaçamaz; adalet yerini bulur.
- Fakirler ve Mağdurların Ödüllendirilmesi:
Dünyada emekleri karşılıksız kalabilir, adaletsiz muamele görebilirler. Allah ise şöyle buyurur:
“Kim sabreder ve zulme uğrarsa, Allah onun hakkını verecek ve onu büyük bir mükafatla ödüllendirecektir.” (Neml 27:34)
Ahirette, sabreden mazlumların sabrı ve hakları tam olarak değer görecektir
- Genel Hesap ve Adaletin Mutlaklığı:
Kur’an, her insanın yaptığının karşılığını alacağını net bir şekilde bildirir:
“Her insanın amelini kendi boynuna doladık. Kıyamet günü onun için açılmış olarak karşısına çıkaracağımız bir kitap olacaktır: ‘Kitabını oku! Bugün kendi nefsin sana yeter bir şahit.’ ” (İsra 17:13-14)
“Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Hiç kimseye hiçbir şekilde haksızlık yapılmaz. (Yapılan iş) bir hardal tanesi kadar da olsa, onu ortaya koyarız. Hesap gören olarak biz yeteriz.” (Enbiyâ 21:47)
Kardeşim, bu ayetler bize şunu gösteriyor: Dünyada yaşanan adaletsizlikler geçicidir, ahirette her eksiklik tamamlanacaktır. Mazlumlar ödüllendirilecek, zalimler cezalandırılacak, haksızlıklar telafi edilecektir.
Bu bilinçle yaşamak, insanlara iki önemli mesaj verir:
- Yeryüzündeki adaletsizlikler karşısında sabırlı olmak ve doğruluktan vazgeçmemek.
- Ahiret inancına dayanarak hayatlarını daha bilinçli ve adaletli şekilde yönlendirmek.
Sonuç olarak kardeşim, yeryüzünde adalet sınırlı ve geçici; ahiret ise adaletin tam anlamıyla gerçekleşeceği yerdir. Dünyada eksik kalan adalet, Allah’ın kudretiyle ahirette tamamlanacak, her insan yaptığının karşılığını alacaktır. Bu bilinç, hem bireyleri hem de toplumu adalet, sabır ve bilinçli yaşam anlayışıyla şekillendirir.
Selam ve esenlik seninle olsun.
aydinorhon.com