28 Ekim 2025

Adem’den Günümüze: İnsan, Sorumluluk ve Emanet Yükü

ile aydinorhon

Kardeşim, gel sana bir sır vereyim: İnsan, dünyaya geldiğinde hemen sorumlu değildir. Tıpkı küçük bir çocuk gibi, anne babasına güvenerek büyür. Ama ergenliğe geldiğinde artık kendi kararlarının sonuçlarını taşıyacak bir sorumluluk başlar. İşte Kur’an’da Adem ve eşinin cennetten çıkarılması olayı, aslında bunu anlatır. 7/12 ve 2/35-36 ayetleri bunu bize gösteriyor. Yani bu “bahçeden çıkış” meselesi, bir cezadan çok, sorumsuzluktan sorumluluğa geçişin sembolüdür.

Düşünsene, çocuklukta sen ne yediğini, ne içtiğini pek sorgulamazsın; büyüdükçe seçimlerin önemli olur. Aynı şekilde insan da Allah’ın emanetiyle dünyaya gelir; ama onu taşımayı öğrenmek, iradesini kullanmak ergenlik döneminde başlar. Şeytanın vesvesesi de, bu sınavın bir parçası olarak devreye girer. Ama unutma, Allah hiçbir zaman haksız yere cezalandırmaz, her şey adil ve düzenlidir.

Şimdi bir de dünyaya bakalım. Kardeşim, yeryüzü Allah’ın adaletini doğrudan dağıttığı bir yer değil. 4/32 ve 49/13 ayetlerinde bu çok açık. Mesela birisi mal ve güç bakımından avantajlı görünebilir, diğeriyse dezavantajlı. Ama gerçek üstünlük, takvaya, sorumluluk bilincine ve adaleti sağlama çabasına bağlıdır. Güçlü olup da bozgunculuk yapanlar var, az imkânı olup da insanlara iyilik sunanlar var. İşte bu yüzden dünya hayatı, deneme alanı gibidir.

Tarih boyunca Allah bazı insanları diğerlerine üstün kıldı. Elçiler, insanlara rehberlik etti, onlara bilgi ve sorumluluk verdi. Ama bu bir ayrıcalık değil, bir görev ve emanetti. İnsan iradesiyle seçim yapar, yükünü taşır; melekler ise sadece Allah’ın emirlerini yerine getirir.

Çocuk meselesini de unutmayalım. 18/80-81 ve 78/38-40 ayetleri gösteriyor ki, ergenliğe gelmeden ölen çocuklar, sorumluluk yüklenmedikleri için değerlendirilmeleri farklıdır. Allah’ın merhameti, adaletinden ayrılmaz; en iyi olanı takdir eder.

Kardeşim, özetle söylemek gerekirse: Adem’den günümüze insan, sorumluluk ve emaneti yüklenme süreciyle sınanıyor. Dünya, Allah’ın koyduğu yasalarla donatılmış bir sınav alanıdır. İnsan doğru seçimleriyle hem kendisine hem de çevresine iyilik ve adalet sunabilir; yanlış seçimleriyle ise zulüm ve yıkıma sebep olabilir.

Düşünsene, günlük hayatta da aynısı geçerli: Trafikte kurallara uymayan biri kazaya sebep olur; doğa yasalarına uymayan bir bahçıvan, tarlasında ürün yetiştiremez. Bu, Allah’ın adaleti değil, doğa yasalarının sonucu. İnsan, kendi iradesiyle doğru adımları attığında hem dünya hem ahiret için kazanç sağlar.

Selam ve esenlik seninle olsun.

aydinorhon.com