Allah’a Teslim Olmak: Hayatın Gerçek Anlamı ve Sınavı

Hayat, bir sınavdır ve bu sınavda Allah’a teslim olanlar, gerçek huzuru ve mutluluğu bulurlar. İnsanların büyük çoğunluğu, geçici dünyanın zevkleriyle oyalanırken, Allah’ı dost edinip Kur’an’ı rehber edinenler, şeytanın tuzaklarına düşmezler. Bu makalede, Allah’a teslim olmanın getirdiği erdemler ve bu erdemlerin günlük hayattaki yansımaları üzerinde duracağız.

Allah’a teslim olan bir kişi, ahirette hesap vereceğinin ve Allah’ın kendisini her an gördüğünün bilinciyle yaşar. Bu bilinç, kişinin hayatını Allah’ın emir ve yasaklarına göre şekillendirmesine yardımcı olur. Bir kişi, başkalarına iyilik yaparken karşılık beklemeden, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için hareket eder. Bu tür bir yaklaşım, kişinin iç huzurunu artırır ve toplumsal ilişkilerini güçlendirir.

Allah’a teslim olanlar, sahip oldukları ile yetinip israftan kaçınarak, gördükleri her şeye geçici bir emanet gözüyle bakarlar. Bu anlayış, onları maddi şeylere bağımlı olmaktan kurtarır. Bir kişi, elindeki imkânları başkalarıyla paylaşarak, hem kendisine hem de çevresine fayda sağlar. Bu tür bir cömertlik, toplumsal dayanışmayı artırır ve insanları bir araya getirir.

Allah’a teslim olanlar, çirkinliklerden yüz çevirir, namuslarına, şereflerine ve onurlarına bağlıdırlar. Yalan söylemekten, insanları aldatmaktan kaçınırlar. Verdiği sözü tutan, hakkı ve adaleti gözeten bir birey, toplumda güvenilir bir kişi olarak tanınır. Bir iş insanı, sözleşmelerine sadık kalarak, hem iş ahlakını korur hem de müşteri güvenini kazanır.

Öfkesine kolayca yenilmeyen, yenilse de hemen pişman olan bir kişi, ilişkilerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilir. Kin gütmeyen, düşmanlık beslemeyen bir birey, çevresindeki insanlarla barış içinde yaşar. Kendisine yapılan iyiliğe misliyle, kötülüğe ise gerektiğinde aynısıyla karşılık veren bir kişi, adaletin ve merhametin temsilcisi olur. Bu tutum, insan ilişkilerini güçlendirir ve toplumsal barışı sağlar.

İnsanların banka hesaplarına göre değil, Allah’a olan teslimiyetine ve insani güzelliklerine göre değer veren bir kişi, gönülden inanan insanları dost ve kardeş olarak kabul eder. Bu anlayış, toplumsal dayanışmayı artırır ve insanları bir araya getirir. Bir topluluk, birbirine destek olarak, zorlukların üstesinden gelebilir.

Hayat, derin bir uykudur; insan ancak ölümü tanığında uyanır. Bu nedenle, vakit kaybetmeden, ölmeden önce uyanmalıyız. Yaşadığımız her an, bu imtihanın devam ettiğinin bir göstergesidir. Ölümden sonra kalplerde tatlı bir anı bırakmak, hayırla anılmak ve dualarla uğurlanmak için, bize emanet edilmiş olan bu kısa ömrü heba etmemeliyiz. Allah’a sığınmalı ve adaletle hükmetmeliyiz; zalimlerden olmaktan kaçınmalıyız. Çünkü dönüşümüz yalnızca O’na olacaktır. Allah’a teslim olanlar için ölüm, bir güzelliktir; yaşam, bir sınavdır ve bu sınavı başarıyla geçmek, gerçek mutluluğun anahtarıdır.

Selam ve dua ile…
aydinorhon.com