6 Mart 2025

Allah’tan Başka Kimse Helal/Haram Belirleyemez…

ile aydinorhon

İslam dininde helal ve haram kavramları, yalnızca Allah’ın koyduğu ölçülerle belirlenir. Bu konuda insanların kendi fikirleriyle hüküm vermesi, dinin özüne aykırıdır. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet, helal ve haramın sınırlarını açıkça ortaya koyar. Örneğin Bakara Suresi 173. ayette, leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanların haram olduğu belirtilir. Aynı hükümler Maide 3, Nahl 115 ve Enam 121. ayetlerde de tekrar edilerek bu konunun ne kadar önemli olduğu vurgulanır. Bu ayetler gösteriyor ki, haramları belirlemek yalnızca Allah’a aittir ve insanlar bu konuda söz sahibi olamaz.

Kur’an, sadece bazı gıdaların değil, bazı davranışların da helal veya haram olduğunu bildirir. Domuz eti, kan, leş gibi maddelerin haram kılınmasının yanı sıra; içki, kumar, fal okları gibi aklı ve iradeyi etkileyen, insanı sömüren şeyler de yasaklanmıştır. Ayrıca ihramlıyken avlanmak geçici bir yasaktır. Öte yandan, deniz ürünleri gibi bazı nimetler ise tamamen helal kabul edilmiştir. Kur’an’da genel bir ilke olarak, Allah’ın açıkça haram kılmadığı her şeyin helal olduğu bildirilir. Bu, Müslümanlara geniş bir özgürlük alanı tanırken, sınırların nerede başladığını da net bir biçimde ortaya koyar.

Nebi Muhammed, dinin kaynağı olan vahyi insanlara aktarmakla görevlidir. Onun görevi, Allah’tan aldığı vahiy doğrultusunda helal ve haramı bildirmektir. Kendi başına, yani vahiy dışında bir helal ya da haram belirlemesi mümkün değildir (Enam 145; Tahrim 1). Ancak Muhammed, İslam toplumunun lideri olarak bazı geçici ve toplumsal kurallar koymuş olabilir. Bunlar dini hüküm değil, yönetsel kararlardır. Zamanla bu uygulamalar, yanlış bir şekilde dinin parçası gibi görülmeye başlanmıştır. Bu durum ise, Allah’ın belirlemediği bir yasağı din adına uygulamak anlamına gelir ki, bu da çok tehlikelidir.

Kur’an, Allah’ın helal kıldığı şeyleri kendi görüşleriyle haram sayanları ciddi biçimde uyarır. Nahl Suresi 116. ayette, “Dilinizin yalan yanlış nitelendirmesiyle, ‘Bu helaldir, bu haramdır’ demeyin. Böylece Allah’a iftira etmiş olursunuz” denir. Maide Suresi 87. ayette ise, “Allah’ın size helal kıldığı temiz şeyleri haram saymayın ve haddi aşmayın” uyarısı yer alır. Haddi aşmak, Allah’a ortak koşmak anlamına gelir. Çünkü kim Allah gibi hüküm koyma yetkisine sahip olduğunu iddia ederse, bu kişi Allah’ın sıfatlarına ortak koşmuş olur. Bu, açık bir şirk tehlikesidir. Enam Suresi 144. ayette, Allah adına yalan uyduranların zalim olduğu belirtilerek, bu tür davranışların ne kadar büyük bir sapkınlık olduğu vurgulanır.

Helal ve haram konusundaki tek ölçü, Allah’ın ayetleridir. İnsanların kendi görüşlerine göre din oluşturması ya da Allah’ın helal kıldıklarını haram sayması, iman açısından ciddi bir sorun teşkil eder. Bu tür bir yaklaşım, hem dinin temelini bozar hem de kişiyi fark etmeden şirk tehlikesine sürükler. Bu yüzden Müslümanlar, dini konularda yalnızca Allah’ın hükümlerine uymalı, kuldan gelen yorumları sorgulamayı bilmeli ve her hükmün vahye dayanıp dayanmadığını araştırmalıdır.

Helal ve haram konusunda bilinçli olmak, bir sorumluluktur. Kur’an’ın gösterdiği yoldan sapmamak ve Allah’ın çizdiği sınırlar içinde kalmak, hem bireysel hem toplumsal olarak Müslümanların güvenliğini sağlar.

Selam ve dua ile…
aydinorhon.com