Kur’an-ı Kerim, Müslümanlar için anı ve ebedi hayatlarını yaşamlarını iyi bir şekilde sürdürebilmeleri için rehberlik eden bir kaynaktır. Ancak, günümüzde birçok insan bu kutsal metni terk etmiş gibi görünmektedir. Bu makalede, Kur’an’ın sunduğu öğretilere rağmen neden terk edildiğine dair bazı düşünceler sunulacaktır.
Kur’an-ı Kerim, “Hüküm koyucu, yalnız Yüce Allah’tır.” (12:40) ifadesiyle, tüm hükümlerin ve yasaların kaynağının Allah olduğunu vurgular. Bu gerçek, insanlara doğru yolu gösteren bir rehber olarak Kur’an’ın önemini artırır. Ancak, birçok insan bu gerçeği göz ardı ederek, farklı kitaplara veya toplumun normlarına göre hareket etmektedir.
“Yüce Allah kelime sıkıntısı çekmez.” (18:109) ayeti, Kur’an’ın her zaman geçerli ve yeterli bir kaynak olduğunu belirtir. Fakat, insanlar bazen Kur’an’ın mesajını anlamakta zorluk çekmekte ve bu nedenle onu terk etmektedir. Oysa ki, Kur’an her şeyi açıklayıcı ve yol göstericidir (16:89).
Kur’an, “O’nda her örnek mevcuttur.” (39:23) diyerek, insan hayatının her alanına dair örnekler sunar. Ancak, bu örneklerin dikkate alınmaması, insanların Kur’an’ı terk etmesine neden olmaktadır. Günlük yaşamda karşılaşılan sorunlara Kur’an’dan çözüm aramak yerine, başka kaynaklara yönelmek yaygın bir tutum haline gelmiştir.
“Kur’an beyan/açıklama Allah’a aittir.” (75:19) ifadesi, Kur’an’ın otoritesini pekiştirir. Ancak, insanlar kendi zihnindeki gerçek dışı bilgileri ön planda tutarak, Kur’an’ın gerçek anlamını göz ardı etmektedir. Bu durum, Kur’an’ın terk edilmesine yol açmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de “hiçbir eksik yoktur.” (6:38) ifadesi, onun mükemmelliğini vurgular. Ancak, insanlar bu mükemmelliği sorgulamakta ve atalarından öğrendiklerini ön plana çıkarmaktadır. Bu da, Kur’an’ın terk edilmesine neden olan bir diğer faktördür.
Yüce Allah, “Kur’an yeter!” (29/51) demiştir. Bu, Kur’an’ın her türlü soruna çözüm sunduğunu gösterir. Ancak, insanlar bu yeterliliği sorgulamakta ve başka kaynaklara yönelmektedir. Bu durum, Kur’an’ın terk edilmesine yol açmaktadır.
“Kur’an-ı Kerim’den başka bir hadise iman edilmez.” (45:6) ifadesi, Kur’an’ın tek ve yegâne kaynak olduğunu belirtir. Ancak, birçok insan farklı kaynaklara yönelerek, Kur’an’ı ikinci plana atmaktadır. Bu da, Kur’an’ın terk edilmesine neden olan bir diğer önemli faktördür.
Son olarak, “Sadece Kur’an-ı Kerim ile hesaba çekileceğiz.” (43/44) ayeti, Kur’an’ın ahiret hayatındaki önemini vurgular. Ancak, insanlar bu gerçeği unutarak, günlük yaşamlarında Kur’an’ı göz ardı etmektedir.
Kur’an’ı terk etmenin sonuçları, Elçilmizin şikayetiyle de ifade edilmektedir. “Elçi şöyle demiştir: ‘Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı yalnız bıraktı.'” (25:30) ayeti, insanların Kur’an’ı terk etmesinin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu ortaya koyar. Elçinin bu şikayeti, Kur’an’ın önemini ve insanların bu kutsal metni nasıl göz ardı ettiklerini gözler önüne serer.
Kur’an-ı Kerim, insanlara yol gösteren, her türlü soruna çözüm sunan ve hayatın her alanında rehberlik eden bir kaynaktır. Ancak, günümüzde çoğunluk Kutsal Kitabımızı ölülere okunan kitap haline getirmek suretiyle terk etmiştir. Yukarıda belirtilen ayetler, Kur’an’ın önemini ve gerekliliğini vurgularken, insanların neden terk ettiğine dair bazı düşünceler sunmaktadır. Bu nedenle, Kur’an’a dönmek ve onun öğretilerini hayatımıza entegre etmek, her Müslümanın sorumluluğudur.
Selam ve dua ile…
aydinorhon.com