11 Ekim 2024

Bu Hadise Neden İman Etmezler?

ile aydinorhon

Hadisin Türkçe anlamının “söz” olduğunu biliyoruz. Kur’an’da ki her ayette Yüce Allah’ın hadisidir. Aynı zamanda resulün (elçi) de hadisidir.


Bence de sahih olması muhtemel buraya yakışacak bir hadis paylaşarak devam edeceğim:

  • “Yüce Allah’ın Resulü şöyle buyurdu: ‘İnsanlara ne oluyor da, Yüce Allah’ın Kitabında olmayan farzları, farz olarak ileri sürüyorlar. Kim Yüce Allah’ın Kitabında olmayan bir farzı farz koşarsa bu batıldır. Böyle yüz şart ileri sürülse bile Yüce Allah’ın farzı en haklı ve en güvenilir olandır.”
    (Buharî, Büyü, 67. Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife’nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 87)

Hadislerden birini bile reddetmenin kâfir olma anlamına geldiğini savunanlara, bu durum onlar için bir sorun teşkil etmiyor. Rivayetlerden beğendiklerini alıp, istemediklerini bırakma yaklaşımını benimsiyorlar. Altını çizmekte fayda var; bu, sahih bir hadistir. Buhari’nin hadisleri en sahih olarak kabul edilmektedir.

Ancak dinin pratiği, Yüce Allah’ın kitabındaki surelerin anlamını neredeyse yok sayıyor; çünkü hadisler, Kur’an ayetlerini nesh edebiliyor, yani geçersiz kılabiliyor. Bugün yaşadığımız din anlayışı da bu şekilde şekillenmiş durumda. Yüce Allah’ın kitabını anlamadan okumak ve rivayetlerle dini yaşamak bir alışkanlık haline gelmiş. Çelişkili sözler, atalarımız tarafından din olarak kabul edilmiş ve biz de bu geleneği sürdürmüşüz. Müslümanların gelişememesinin temel sebebi, hurafeleri din zannetmeleriyle ilgilidir. Umarım bu konuda uyanışlar yaşanır; eğer olmazsa, aynı tempoda uyarmaya devam edeceğiz.

Aşağıdaki tabloda, Muhammed’in ölümünden iki asır sonra Arap olmayan kişilerin Arapların arasına katılarak, Muhammed’in iddia edilen sözlerini topladıklarını göreceksiniz. Bu kişilerin ne kadar rivayet topladığını ve bunlardan hangilerini geçersiz saydıklarını incelemek mümkündür. Bu rivayetlerin tamamı, bu kişilerin uygun gördüğü şekliyle sahih kabul edilmekte ve bu rivayetleri reddedenler, “Böyle bir sözü Muhammed söylemiş olamaz” diyenler, kâfir sayılmaktadır. Uydurulmuş din anlayışının temeli bu tür bir inanç üzerine kurulmuştur.

Vefat yılıRivayetleri Toplayan kişiTopladığı rivayet sayısıUygun gördüklerinin oranıUygun gördüklerinin sayısıDeğer görmediklerinin oranı
870Buhari600.000% 0,42.762% 99,6
875Müslim300.000% 1,44.348% 98,6
892Tirmizi500.000% 0,31.500% 99,7
889Ebu Davut500.000% 0,21.000% 99,8
887İbn Mace400.000% 0,52.000% 99,5

Demek oluyor ki, rivayetleri en çok reddedenler, Yüce Allah’ın yukarıda bahsettiğimiz kullarıdır. Kabaca bu kişilerin %99’u çöpe atılmış rivayetlerdir. Buna rağmen, Kur’an’a bile ters düşen rivayetleri kabul etmek zorundayız gibi bir anlayış hâkim. Oysa ters düşen rivayetler gerçekten de çoktur. Peki, Yüce Allah, dininin esaslarını hata yapma ihtimali olan kullarına bırakır mı? Bu önemli bir soru ve cevaplanması gereken bir meseledir.

Daha detaylı bilgi için lütfen aşağıdaki linke bakalım.

                                               Selam ve dua ile…