12 Ekim 2025

Dosdoğru Din: İman ve Doğruluk

ile aydinorhon

Kardeşim, insanın yeryüzündeki en büyük arayışı “doğruyu bulmak”tır. Kimi bunu bir ömür felsefede, kimi gelenekte, kimi de başka insanlara bakarak arar. Oysa doğru yol, Allah tarafından zaten apaçık bir şekilde gösterilmiştir. Kur’an, sadece bir kitap değil; insanın yaratılışına, aklına ve vicdanına en uygun olan dosdoğru dinin rehberidir.

Rum Suresi’nde Rabbimiz şöyle buyurur:
“O halde, yüzünü dosdoğru dine çevir; Allah’ın yaratışına uygun olarak.” (Rum 30:43)
Bu ayet, insanın yönünü kendi hevesine, toplumun modasına ya da atalarından kalma kalıplara değil; Allah’ın belirlediği fıtrata çevirmesini emreder. Çünkü Allah insanı boşuna yaratmamıştır. Her insanın içinde bir “doğruluk pusulası” vardır. Eğer bu pusula Kur’an’la yön bulmazsa, kişi yolunu şaşırır.

Bugün birçok insan doğruyu aradığını söyler ama rehber olarak Allah’ın kitabını değil, insan sözlerini alır. Oysa Kur’an’ın gösterdiği dosdoğru din, insanı hem dünya karmaşasından hem de içsel çelişkilerden kurtarır. Çünkü Allah’ın dini doğaldır; zorlamaz, insanı kendi yaratılışına uygun yaşatır.

Yusuf Suresi’nde geçen şu ayet de dosdoğru dinin özünü özetler:
“Siz Allah’tan başka taptıklarınız, sadece birer isimdir. Onların gerçekliği yoktur.” (Yusuf 12:40)
Yusuf, zindandayken bile bu gerçeği hatırlatmıştı. Çünkü insanlar tarih boyunca “isimlere” tapmışlardır. Kimi bir lidere, kimi bir geleneksel yapıya, kimi bir ideolojiye… Ama hepsi sadece birer isimdir; hakikat değil. Gerçek olan sadece Allah’tır. Dosdoğru din, işte bu yalancı otoriteleri reddedip yalnızca Allah’a yönelmektir.

Kardeşim, insan bazen farkında olmadan kendi doğrularını Allah’ın doğrularının önüne geçirir. “Ben böyle inanıyorum” der ama inandığı şeyin Kur’an’da karşılığı yoktur. İşte bu noktada, kişi kendi ürettiği dine yönelmiş olur. Hâlbuki Allah bizden kendi sözümüzü değil, O’nun sözünü dinlememizi ister. Çünkü doğru yol, kişisel kanaatlerle değil, ilahi ölçülerle bulunur.

Dosdoğru din, sadece ibadet biçimlerinden ibaret değildir. O, insanın kalbini temiz tutmasını, adaletle davranmasını, kimseye zulmetmemesini ve sözünde durmasını da içerir. Yani doğruluk, sadece dille değil, hayatın tüm alanına yansımalıdır. Bu yüzden Kur’an’da “iman edenler” ifadesi çoğu kez “salih amel işleyenler” ile birlikte geçer. Çünkü iman, davranışla tamamlanır.

Kısacası kardeşim, dosdoğru din; insanın Allah’a kul, insanlara adil, kendine dürüst olmasını sağlar. Böyle bir iman, sadece bireyin iç dünyasını değil, toplumun da dengesini korur. Herkes kendi çıkarına göre değil, Allah’ın adaletine göre yaşarsa, işte o zaman gerçek huzur ortaya çıkar.

Unutma, doğruluk Allah’a en yakın yoldur. Yüzünü O’na çeviren asla kaybetmez. Çünkü Allah, yönünü dosdoğru dine çevirenlerin velisidir; onları hem dünyada hem ahirette karanlıktan aydınlığa çıkarır.

Selam ve esenlik seninle olsun.
aydinorhon.com