Kardeşim, hadisçiler Kur’an’daki şu ayetleri dikkatle okumalı; çünkü bu ayetler onlara doğrudan sorular soruyor. İslam dininin tek kaynağı Kur’an’dır. Rabbimizin kitabı hem inanç hem ibadet hem de hayat ölçülerimiz için bize yeterlidir. Ama tarih boyunca insanlar bu yeterliliği görmek istememiş, ayetlerin yanında başka sözler aramışlardır. İşte Kur’an, tam da bu noktada bize uyarılar yapıyor.
Mesela Câsiye 6. ayette şöyle buyurulur:
“İşte bunlar, Allah’ın sana bir amaç ile okuduğumuz ayetleridir. Allah’tan ve O’nun ayetlerinden sonra hangi söze inanacaklar ki!”
Burada çok açık bir ölçü var: Allah’ın ayetlerinden sonra başka söze teslim olunmaz. Hadis adı altında uydurulan rivayetler tam da bu ayetin sınavıdır.
Yunus 66. ayet yine bu noktaya dikkat çeker:
“Göklerde ve yerde kim varsa yalnızca Allah’a aittir. Allah’ın peşi sıra ortaklara yalvaranlar zandan başka bir şeye uymuyorlar.”
Demek ki Kur’an dışında otorite aramak, aslında zanna ve yalana kapı açmaktır.
Hac 72. ayet, Allah’ın ayetleri okununca yüzünü ekşitenleri anlatır. Öyle ki, ayetleri hatırlatanlara saldıracak kadar öfke duyarlar. Bugün de aynı tavrı görebilirsin: Kur’an’ı öne çıkarınca, “hadisleri küçümsüyorsun” diye tepki gösterenler çıkıyor. Rabbimiz ise “Size bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Kâfirlere vaat edilen ateş!” diyerek bu tavrın akıbetini haber veriyor.
En’âm 114. ayette Nebi’ye şöyle söyletiliyor:
“Size Kitabı indiren Allah’tan başka bir hakem mi arayayım!”
Bu cümle tek başına yeter: Hakem Kur’an’dır. Bunun yanına başka otorite arayan, aslında Allah’ın kitabını yeterli görmeyendir.
Devamındaki En’âm 116. ayet de ayrı bir ölçü getiriyor:
“Yeryüzündekilerin çoğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye uymazlar.”
Bugün “Çoğunluk hadislerle yaşıyor, sen mi doğrusun?” diyenlere de cevap budur. Çoğunluk ölçü değil, hakikat ölçüdür.
Bakara 170. ayette de aynı mantık eleştirilir:
“Onlara ‘Allah’ın indirdiğine uyun’ denildiğinde, ‘Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız’ derler.”
Atalar ne yapmış olursa olsun, ölçü yine Kur’an’dır. Gelenekler değil, vahiy hakemdir.
Kardeşim, bu ayetler bize şunu gösteriyor: Allah’ın kitabı apaçıktır, yeterlidir. Başka sözleri dinin ölçüsü haline getirmek, Kur’an’ın otoritesini ikinci plana düşürmektir. Bu da insanı şirk tehlikesine sürükler.
Özetle:
- Kur’an’dan sonra başka söze ihtiyaç yok.
- Çoğunluk veya gelenek ölçü değil, hakikat ölçüsüdür.
- Kur’an’ın hükmü yeterlidir, Allah’tan başka hakem aramak gerekmez.
Bugün Müslümanların imtihanı tam da burada: Allah’ın kitabını tek kaynak olarak görmek mi, yoksa insanların sözlerini dinin parçası yapmak mı? Seçim hepimizin.
Selam ve dua ile…
aydinorhon.com