İsra sıradan bir gece yürüyüşü değil, esaretten kurtulmak için yapılan bir yürüyüş anlamına gelmektedir. İsra kelimesi Kur’an’da birkaç yerde geçer ve her seferinde “gizlice, gece kurtuluşa yapılan yürüme” anlamını taşır. Örneğin, Hicr 65’te “Fe esri bi ehlike” ifadesi yer alır; bu, “Hemen gecenin bir kısmında aileni yürüt” anlamına gelir.
Bazı yorumcular, bu kelimeye “yükseldi ve götürdü” gibi anlamlar vermektedir (Duhân 23, Hud 81, Hicr 65, Taha 77). Ancak bu yorumlar, İsra olayına ön yargılı bir bakış açısıyla yaklaşmanın ve yaşanılanlara olağanüstülük katma amacının bir sonucudur. İsra’nın özünde giden, ilerleyen, yürüyen, kulun kendisidir. İsra’nın/gece yürüyüşünün amacı, Allah’a ibadet etmek ve secde edilen uzak bir mescide ulaşmaktır.
Bu süreç, Tevbe 40. ayette şöyle anlatılır: “Siz ona (Tebük’te) yardım etmezseniz (bu önemli değil); kafir olanlar onu, iki kişinin ikincisi olarak (Mekke’den) çıkardıklarında elbette Allah ona yardım etmişti. Hani onlar mağaradaydı da (Elçi), arkadaşına ‘Üzülme, şüphesiz ki Allah bizimledir.’ diyordu. (Bunun üzerine) Allah ona güven duygusu indirmiş, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile desteklemişti. Kafir olanların sözünü alçaltmıştı. Allah’ın sözü gerçek yüce olandır. Allah güçlüdür, doğru hüküm verendir.”
İsra’nın geceleyin yapılan bir yürüyüş anlamını taşıması, gece dışında oluşumun önünü tıkamaktadır. Gece, her şeyin gündüz gibi görünmediği bir zamandır. Ayetlerin gösterilme sebebi, kulun geceyi yaşamasıdır. Gece, dünya hayatına bir atıf olabilir (Kadir Suresi). Ahiret ise imtihanın kalktığı gündüz hükmündedir.
İsra/gece yürüyüşünün belirsizliği, bilinmezlik gecesini ve belirsizlik karanlığını aydınlatmak adına yapılması gereken fedakârlıkların, adım adım ilerleyerek âyetlerin dünya ile alakalı kısmını göstermek için seçilmiştir. Bu bağlamda, İsra’nın derin anlamı, sadece bir yürüyüş değil, aynı zamanda bir kurtuluş ve ibadet yolculuğudur.
Selam ve dua ile…
aydinorhon.com