Kardeşim, gel bir dakika durup düşünelim… Hayatımız öyle hızlı akıyor ki; iş, okul, sosyal medya, gündem derken çoğu zaman nereye koştuğumuzu bile fark edemiyoruz. Peki, bu koşturmacada doğru yolu nasıl bulacağız? İşte Kur’an burada devreye giriyor. Kur’an, sadece namaz, oruç gibi ibadetleri öğretmiyor; hayatın her alanında bize yol gösteriyor. Yani o, doğruyu yanlıştan ayırmamızı sağlayan bir pusula gibi.
Enam Suresi 71. ayette diyor ki: “Doğru yol ancak Allah’ın gösterdiği yoldur. Âlemlerin Rabb’ine teslim olmakla emrolunduk.” Kardeşim, demek ki ne yaparsak yapalım, eğer Allah’ın gösterdiği yola teslim olmazsak gerçek anlamda doğruyu bulamayız. Bugün insanlar çoğu zaman başkalarının sözlerine, moda olan fikir akımlarına veya sosyal medyadaki trendlere teslim olabiliyor. Ama Kur’an diyor ki, esas olan Allah’a teslimiyet.
İsra Suresi 9. ayetinde de aynen şöyle: “Bu Kur’an, en doğru yolu gösterir.” Kur’an sadece yol tarif etmekle kalmaz; aynı zamanda yanlış yollardan da sakındırır. Araf Suresi 3. ayette ise, “Rabb’inizden size indirilene uyun” diyor. Yani bize gönderilen vahiy, tartışmaya kapalı, değişmez bir rehberdir. Modern dünyada da durum aynı. Mesela işte bir karar vermen gerekiyor; yatırım mı yapacaksın, iş değiştirecek misin, hangi yola gideceksin… Sosyal baskı, çevre ve trendler seni yanlış yönlendirebilir ama Kur’an’a başvurursan yolunu kaybetmezsin.
Ali İmran Suresi 73. ayette ise: “Doğru yol, Allah’ın gösterdiği yoldur.” Bu mesaj sadece geçmiş için değil, bugün yaşayan bizler için de geçerli. Ahkaf Suresi 9. ayette de, “Ben sadece bana vahyedilene uyarım” deniyor. Düşünsene, nebiler bile vahiy dışında başka bir yol izlemedi. O zaman biz nasıl farklı bir yol seçebiliriz ki? Hayatımızı şekillendirirken Kur’an’ın öğretilerine bağlı kalmalıyız.
Kur’an bir yandan da uyarıcıdır. Kaf Suresi 45. ayette diyor ki: “Uyarımdan korkanlara Kur’an ile öğüt ver.” Mesela çevrende yanlış bir davranışa şahit olduğunda veya kendi içimizde bir yanlışa eğilim duyduğunda Kur’an’a dönmek, seni doğru yola yönlendirir. Zuhruf Suresi 44. ayette, “Siz ondan (Kur’an’dan) hesaba çekileceksiniz” buyruluyor. Yani yaptığın her davranışın bir anlamı ve hesabı var. Sosyal medya, haberler, arkadaş çevresi… Hepsi geçici. Ama hesap günü geldiğinde tek gerçek olan Kur’an’a uygun yaşamın olacak.
Şura Suresi 35. ayette ise şöyle deniyor: “Âyetlerimiz hakkında tartışanlar, bilsinler ki kendileri için kaçacak yer yoktur.” Bugün insanlar fikirlerini özgürce paylaşabiliyor, tartışabiliyor; ama kardeşim, Kur’an’ın doğruları tartışmaya kapalıdır. Moda, akım veya popüler görüşler değişir ama Kur’an’ın gösterdiği yol değişmez. Bu yüzden, Kur’an’a uygun bir yaşam sürmek hem dünyada hem de ahirette huzur getirir.
Bunu günlük hayatta düşünelim: Her gün sosyal medyada bir sürü bilgi görüyoruz, bir sürü tavsiye, bir sürü “şunu yap, bunu yapma” diyen içerik var. Hangisi doğru, hangisi yanlış ayırt etmek zor. İşte Kur’an bize bunu öğretir. Değişmeyen, zamanın ötesinde bir rehberdir. Hayatımızdaki stres, kaygı, belirsizlik… Kur’an’a dönmek, bize hem ruhsal hem de zihinsel bir denge sağlar.
Özetle, Kur’an bizim yaşam kılavuzumuzdur. O, Allah’a teslimiyeti, vahye uyumu ve uyarılara dikkat etmeyi öğretir. Modern çağda bile teknolojiye, sosyal hayata ve karmaşık durumlara karşı bize yön verir. Eğer hayatımızı Kur’an’a uygun şekilde şekillendirirsek, hem dünyevi hem de ahireti huzuru buluruz. Bu yüzden Kur’an’a olan bağlılık, her Müslümanın hayatında merkezi bir yer tutmalıdır.
Selam ve esenlik seninle olsun.
aydinorhon.com