Nuh Tufanı: Tarihsel Olay mı, Ahlaki İmtihan mı?
Çoğu insan, Nuh Nebi, ve Tufan kıssasını tarihsel ve fiziksel bir felaket olarak anlar. Ancak Kur’an, bu anlatıyı sadece tarihî bir olay olmaktan öte, insanlığın imtihanına, iman edenlerle etmeyenlerin ayrışmasına işaret eden bir mecaz ve ahlaki öğreti olarak sunar.
Kur’an’da Nuh’un kavmine gönderildiği bildirilir:
“Biz Nuh’u kavmine gönderdik: ‘Ey kavmim! Allah’a kulluk edin, O’ndan korkun, bana itaat edin.’” (Nuh 71:2–3)
Nuh’un görevi, Allah’tan aldığı vahiy bilgilerini insanlara anlatmak ve onları uyarmaktır. Bu süreçte kavmi içinde iman edenler olduğu gibi inanmayanlar da vardır:
“Kavmi içinde iman edenleri ve inanmayanları ayırdık.” (Ahkaf 46:12)
Kur’an, tufanı doğrudan fiziksel bir su baskını olarak anlatmaz. Daha çok, toplumsal ve ahlaki bir uyarı, günah ve sapkınlık içinde olanların helakı olarak sembolize eder. Bu anlamda tufan, Allah’ın zulüm ve inkar eden toplumları uyarmak için başvurabileceği bir uyarı biçimidir.
Ayrıca, Kur’an dünya hayatındaki suç işleyenlerin ahirette sorumlu tutulacağını ve dünyada özel bir ceza verilmesinin Allah’ın takdirine bağlı olduğunu bildirir:
“Kim bir kötülük işlerse, karşılığını ancak onunla görür. Kim de bir iyilik yaparsa, karşılığını ancak onunla görür.” (Casiye 45:15)
“Biz dünyada kimseye zulmetmeyiz; ceza ahirete bırakılmıştır.” (En’am 6:165)
Bu ayetler, suç işleyenlerin mutlaka karşılık göreceğini ama bu cezanın zaman ve biçiminin Allah’a ait olduğunu açıklar. Nuh kıssası da bu kapsamda yorumlanabilir: Kötülükte ısrar eden toplumlar, Allah’ın takdir ettiği yollarla helaka uğrayabilir; ama bu genellikle ahiretin hükmüdür.
Sonuç olarak, Kur’an’a göre Nuh Tufanı, tarihsel büyük bir sel değil; Allah’ın insanları uyarmak, onları ikiye ayırmak, imanı ve inkarı netleştirmek için kullandığı mecazi bir anlatımdır. Bu anlatım, insanların iman etmeleri için bir vesiledir, aynı zamanda ahlaki bir ders ve uyarıdır.
Selam ve dua ile…
aydinorhon.com