30 Haziran 2025

Şefaat ve Aracılık Konusunda Kur’an’ın Açık Mesajı

ile aydinorhon

Dinî inançlar arasında sıkça gündeme gelen şefaat ve aracılık konusu, Kur’an’da çok net ve açık bir şekilde ele alınmıştır. Allah, izni olmadan kimsenin kimseye fayda sağlayamayacağını ve cehennem azabından kimseyi kurtaramayacağını vurgular.

Mesela şöyle buyurur:
“Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş, ateşte olanı sen mi kurtaracaksın?” (Zümer 19)

Bu ayet, cehennem azabında olanların kurtuluşunun sadece Allah’ın elinde olduğunu, hiç kimsenin buna müdahale yetkisi olmadığını gösterir.

Başka bir ayette Resül için şöyle der:
“Biz seni kimsenin vekili, koruyucusu yapmadık.” (En’am 104)
“Seni de kimsenin vekili yapmadık.” (En’am 107)

Yani Allah’ın elçisi dahi insanların hayatı ve kurtuluşu üzerinde vekillik yetkisine sahip değildir. Onun görevi sadece Allah’ın mesajını tebliğ etmektir.

Dahası, Resul kendi nefsini bile kurtaramayacağını şöyle ifade eder:
“De ki: Bana ve size ne yapılacağını bilmem. Ben ancak bir uyarıcıyım.” (Ahkaf 9)

Yani Nebi Muhammed, Allah’ın hükmü dışında hareket edemez; yalnızca uyarıcıdır.

Bundan dolayı, ne Resul ne başka biri, Allah’ın izni olmadan aracı olamaz, kimseyi şefaatle kurtaramaz. Allah’ın peşinden başkalarını şefaatçi edinmek, açıkça şirktir!

Kur’an bu konuda çok ciddi uyarır:
“Allah’a ve Resulüne iftira edenler (başkalarını Allah’ın yerine koyanlar) var ya, onlar şüphesiz büyük bir günah işlemişlerdir.” (Nisa 15)
“Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez.” (Nisa 48)

Buradan anlıyoruz ki, Allah’tan başkasını aracı görmek, ona şefaat hakkı tanımak, dinden çıkmaya götüren çok ağır bir günahtır.

O halde gerçek kurtuluş sadece Allah’a kullukta, O’nun emirlerine itaatte ve yalnızca Kur’an’a yönelmekte mümkündür. Aracı ve şefaatçiler değil, doğrudan Allah ile olan bağımızı sağlam tutmalıyız.

Selam ve dua ile…
aydinorhon.com