Bu ayet, inançlarını kaybeden ve başkalarını da saptırmaya çalışan bireylerin durumunu açıkça ortaya koyar. Baş aşağı çevrilenler, Allah’ın rahmetinden uzaklaşmış ve kendi yollarını kaybetmiş kişilerdir.
Kur’an’ı incelediğimizde, “riba-faiz” arasındaki kavram kargaşasını açıkça görebiliriz. Şimdi size “Faiz haram değildir?” desem; kitabı kapatıp bir kenara atarsınız. Onu demiyorum; fakat lütfen sonuna kadar okuyalım:
Günümüzde pek çok insan, Yüce Allah’ın kitabını anladığı dilden okumak yerine: Allah hakkında yalan uyduran kişilerin peşinden gitmektedir.
İslam dininde helal ve haram kavramları, yalnızca Allah’ın koyduğu ölçülerle belirlenir. Bu konuda insanların kendi fikirleriyle hüküm vermesi, dinin özüne aykırıdır. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet, helal ve haramın sınırlarını açıkça ortaya koyar.
İnsanlık, tarih boyunca bir kurtarıcı, bir mehdi beklentisi içinde olmuştur. Ne yazık ki, bu beklenti dünyada sahtekâr mehdilerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
İman çerçevesi içerisinde ahlakını koruyan ve amelini doğru yolda işleyen kişi muradına erer. Aksi halde, ahlak olmadan ibadet etmek anlamsızdır. Yüce Allah bizden borç istiyor.