
Kibir sahibi Yahudiler kendilerini diğer insanlardan farklı görme eğilimindedirler. Zamanla bu duygu acımasız eylemlere dönüşmüştür; bunlar farklılık hissi ile bebek, çocuk, kadın dinlemeden sürekli aç bırakıyor, öldürüyorlar. Bir zulüm yapılıyorsa, ne kadar ahlasızlık varsa bunda destekcilerinin payı vardır. Yani, bu tür eylemlerin sadece failleri değil, aynı zamanda bu acımasızları seyreden ve destekleyen devletlerin de payı büyüktür. Bu durum, devletlerin davranışları ahlaki yapısını sorgulamamıza neden olmaktadır.
Zulme karşı durmak, bireylerin sorumluluğudur. Ne kadar bu insanlık dışı toplum ahlaksızlık sergiliyorsa, onlara destek verenlerin de bu zulme katkısı büyüktür. Bu noktada, bireysel olarak ne yapabileceğimizi sorgulamak önemlidir. “Ne yapabiliriz ki?” düşüncesi, bizi pasif bir tutuma sürükleyebilir. Ancak, karınca örneğinde olduğu gibi, karınca yangına su taşıyıp yönünü belirliyorsa, bizler de daha etkili adımlar atabiliriz.
Zulme gücümüz oranında karşı koymalıyız. Karınca, yangına su taşıyarak ateşi söndüremez; ancak bu eylem, onun yönünü belirlemesine yardımcı olur. Bizler de, zulme karşı duruşumuzu belirlemeli ve bu doğrultuda adımlar atmalıyız. Önce ne yapmadığımızı kontrol edelim. Evimize aldığımız ihtiyaç malzemelerinin markalarını inceleyelim. Göreceksiniz ki bir kurşun da sizin evinizden çıkıp bir çocuğun beynini parçalamış.
Bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızı unutmamalıyız. Kibir ve zulüm karşısında sessiz kalmak, bu eylemleri dolaylı olarak desteklemek anlamına gelir. Her birey, zulme karşı durarak, toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunabilir. Yönümüzü belirleyelim ve bu doğrultuda hareket edelim.
Bu bağlamda, kendimize bir görev ahdetmeliyiz. Her birey, zulme karşı durarak, toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunabilir. Bu, sadece başkalarına karşı değil, aynı zamanda kendimize karşı da bir sorumluluktur. Zulme karşı sessiz kalmak, bu eylemleri dolaylı olarak desteklemek anlamına gelir.
Kendimize, zulme karşı durmayı, adaleti savunmayı ve insanlık onurunu korumayı görev olarak belirleyelim. Bu ahit, bireysel eylemlerimizin ötesine geçerek, toplumsal bir değişim yaratma potansiyeline sahiptir. Yönümüzü belirleyelim ve bu doğrultuda hareket edelim.
AŞAĞIDAKİ MARKALI ÜRÜNLERE PARA VERMEYİN!
Bunu kendimize görev adledelim.
Giyim: Tommy Hilfiger, Nike, Adidas, Vakko, Polo, Ralph Lauren, Berk Çorap, Parizyen, Müjde, Hugo Boss, Calvin Klein, Levi’s, Timberland, Lumberjack, Giorgio Armani
Gıda: Danone, Maggi, Nestle, Nescafé, Nesquik, Jacobs, Banana, McDonald’s, Burger King, Knorr, Calve, Komili, Becel, Sırma, Rama, Sana, First Sakız, Falım Sakız, Mis, Elittepe Kahve
İçecek: Coca Cola, Sprite, Fanta, Schweppes, Turkuaz Su, Cappy Meyve Suyu, Sensun
Temizlik: Pedo, Can Bebe, Prima, Orkid, Signal, İpana, Alo, Ariel, Ace, Vim, Omo, Cif, Yumoş, Rinso, Lux
Kozmetik: Mac, Revlon, L’Oréal,Calvin Klein, Ralph Lauren, Giorgio Armani, Elida, Wichy, Gilette
Medya: Fox Tv, Cnbc, Cnbc-e, National Geographic, Cnn, Power Fm 100
Teknoloji: IBM, Intel, Dell, Nokia, Icq
Otomotiv: Opel, Ford, Mazda, Volvo, Chevrolet, Pontiac, Saab
Sigara: Phillips Morris, Parlement, Marlboro, Parliament Reserve, Parliament Uzun Kutu , Parliament Super Slims, Parliament Kısa Kutu, Murattı, Chesterfield, L&M Kısa, L&M Uzun, Lark Kısa, Lark Uzun, Bond Street Kısa, Bond Street, Uzun, Lider
Akaryakıt: Bp, Shell
Diğer: Carrefour, Alarko Jeneratör, Alarko Klima, Kiwi Ayakkabı Ürünleri, 20th Century Fox Filmcilik, Astel Bant, Citibank, Kodak, La Roche
İlaç: Hoechst, Bayer, Sandoz, Roche, Pfizer, Saned
Selam ve dua ile…