Ben, dinimizi Kur’an’ın özüne dönerek anlama ve yaşama çağrısı yapmaya çalışıyorum. Bu yaklaşımım, mezhepleri reddederek doğrudan Kur’an’a yönelmeyi ve dini yalnızca Kur’an’dan öğrenmeyi savunuyor. Farklı görüşlere sahip olanlar tarafından “Vahhabi, Selefi, Harici” gibi çeşitli etiketler yapıştırılması, beni ve benim gibileri yolundan alıkoymuyor; aksine, bu yolda daha da güçlendiriyor.
Kur’an’a davet etme yaklaşımım, Resul’ün yolunu izlemektir. Yusuf Suresi 108. ayette belirtildiği gibi, Muhammed de insanları Allah’a davet etmiş ve onları Kur’an ile uyarmıştır (Enam 19). Yunus Suresi 15. ayet ise, elçilerin Kur’an’a uyduğunu ifade etmektedir. Kur’an baştan sona Muhammed’i (Nebi/Resul) anlatmaktadır. Bu nedenle bana “Nebi inkarcısı” denmesinin hadsizlik olduğunu düşünüyorum.
Dinin İslam olduğuna ve İslam’ın da Kur’an’dan ibaret olduğuna inanıyorum. Dini Kur’an’dan öğrenmek ve din uyduranlara, atalarının dinini anlatanlara aldanmamak gerekiyor. Bu nedenle, bana “Deist” gibi yakıştırmalar yapılmasını da kabul etmiyorum.
Ben, yalnızca Rabbimin rızasını gözeten ve bana miras bırakılan kitaba (Kur’an) sahip çıkmaya çalışan bir Müminim (Fatır 32). Temel amacım, Kur’an’ın rehberliğinde Mü’min olmaya gayret etmektir.
Kur’an’a davet eden ve mezhepleri reddeden bu yaklaşımımla, Kur’an’ın özüne dönerek gerçeği anlama ve yaşama çabası içindeyim. Bu yaklaşımın diğer Müslümanlar tarafından nasıl algılandığı ve değerlendirildiğinin benim için bir anlamı yok. Benim için en önemlisi Allah’ın rızasını kazanmaktır. Selam olsun bütün Kur’an’ı rehber edinmiş din kardeşlerime…
Selam ve dua ile…
aydinorhon.com