Gideceği Yolu Herkes Kendisi Seçer
Hayat, baştan sona bir tercih meselesidir kardeşim. Sabah uyanırken bile seçim yaparsın; ne giyeceğine, ne yiyeceğine, kiminle konuşacağına karar verirsin. Fakat bazı seçimler vardır ki, onlar sadece günü değil, tüm hayatını ve hatta sonsuz geleceğini belirler. İşte Kur’an tam da bu noktada bize yön verir, “bak önünde yollar var, ama doğru olanı senin bulman gerekir” der.
Nahl Suresi 9. ayette şöyle buyurulmaktadır:
“O, doğru yola ileten ve doğru yolda gidenleri de bilendir.”
Bu ayet, hem Allah’ın rehberliğini hem de insanın özgür iradesini aynı cümlede anlatır. Yani yol gösterilmiştir ama yürümek senin elindedir. Allah kimseyi zorla doğru yola sokmaz, çünkü imtihanın anlamı kalmazdı. İnsana akıl verilmiş, irade verilmiş, doğruyla yanlışı ayırt edebilme yeteneği verilmiştir. Artık bu yolda yürüyüp yürümemek tamamen kişiye kalmıştır.
Düşünsene kardeşim, birine “şu yol seni hedefe götürür” deniliyor ama o kişi başka bir yoldan gitmeyi seçiyor. Sonra kaybolduğunda suç kimin? Elbette o yolcunun. Allah da bize yolları göstermiştir; kimine göre bu sadece bir kitap, ama aslında o kitap bir “rehberdir”. Kur’an, insana yönünü gösteren en sağlam pusuladır. Fakat pusulaya bakmayan, yanlış yöne gidince şikâyet edemez.
Nisa Suresi 4:15’te de bu gerçek bir başka açıdan anlatılır:
“Sizden bir grup, Allah’ın yolunda savaşırken, diğer bir grup ise, kendilerini korumak için savaşmaktan kaçınır. Eğer Allah dilediğini hidayete erdirir.”
Bu ayet aslında sadece savaş meydanındaki bir durumu değil, hayatın genelini anlatır. Kimileri zorluklara rağmen Allah’ın yolunda direnç gösterir, kimileri ise rahatına düşer, mücadeleden kaçar. Bir grup “doğruluk uğruna bedel ödemeyi” seçerken, diğeri “kolay yolu” tercih eder. Ama sonuçta her iki grubun da seçimi kendinedir. Allah kimseyi zorlamaz; çünkü hidayet, kişinin içten gelen bir istektir.
Kur’an bize bu özgürlüğü verirken aynı zamanda bir sorumluluk da yükler. Çünkü yapılan her tercih, bir sonuç doğurur. Yani bugün hangi yolda yürüdüğün, yarın nereye varacağını belirler. Allah, “işte yol budur” der, ama adım atmak senin görevin olur.
Kardeşim, hayatın boyunca birçok yol ayrımına geleceksin. Belki birinde maddi kazanç cazip görünecek ama maneviyatını yitireceksin. Belki birinde kalabalıklar seni çağıracak ama sen yalnızlığı göze alıp doğru yolda kalacaksın. İşte o an, gerçekten kim olduğunu belli eder. Çünkü insan, seçimleriyle şekillenir.
Sonuçta mesele çok net: Gideceği yolu herkes kendisi seçer. Allah kimseyi zorlamaz, ama sonucu da herkesin seçimine göre yaratır. Bu yüzden Kur’an’ın ışığında yapılan her tercih, aslında ebedi bir yolculuğun ilk adımıdır.
Yol belli, rehber belli, irade sende… Öyleyse dikkat et kardeşim, çünkü her adımın seni ya nura ya da karanlığa götürür. Seçim senin.
Selam ve esenlik seninle olsun.
aydinorhon.com